Kıbrıs Türklerinin efsanevi lideri ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 20. yüzyılın en ilham verici hayat hikayelerinden birine sahiptir.
Hukuk öğrenciliğinden Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurucusuna kadar çıktığı yolculuğun sonunda yeni bir devletin kurucu başkanı olarak tarihe adını altın harflerle yazdı.
KKTC’nin kuruluşunun 40. yılında Rauf Denktaş’ın eşsiz hayat hikâyesini saygıyla anıyoruz.
1942 yılında Lefkoşa İngiliz Okulu’ndan mezun olduktan sonra tercüman, sarayda memur ve Gazimağusa’daki bir İngiliz okulunda öğretmen olarak çalıştı. 1944 yılında hukuk okumak üzere İngiltere’ye gittiğinde; Hitler’in orduları Avrupa’da geri çekilmeye başladı ve müttefikler zafer müziği söylüyordu.
Kıbrıs’a döndüğünde Erenköy’de mücahit olarak çatışmalara katılmış, cemaat lideri olarak Yunan cumhurbaşkanlarıyla toplantılar yapmıştı. Kıbrıslı Türklerin değeri ne olursa olsun Yunanistan’a bağlanmayacaklarını tüm dünyaya ilan etti.
Tüm yaşamını Kıbrıs Türkü’nün egemenliği ve özgürlüğü için harcayan Denktaş, ailesini ihmal etti; Üç kez çocuğunun kaybını yaşadı.
1990, 1995 ve 2000 yıllarında üç kez KKTC Cumhurbaşkanı seçilen Denktaş için 21. yüzyıl pek de iyi başlamamıştı. Çünkü 2000’li yıllar gelmişti ve Denktaş’ı milli kahraman olarak gören Kıbrıslı Türk nesli yaşlanmaya başlamıştı. Eskimiş…
Rauf Denktaş’ın ABD’de ameliyat olduğu ve büyük sağlık sorunları yaşadığı günlerde; Lefkoşa sokaklarında coşkulu EVET mitingleri düzenlendi. Denktaş, 50 yıl önce etnik saflığa karşı siperlerde yattığı sokaklarda kendi halkı tarafından hor görülmüştü…
13 Ocak 2012’de 87 yaşında vefat ettiğinde Küba lideri Fidel Castro’dan sonra en uzun siyasi kariyere sahip oldu. Ömrünü, kendi vatanlarında “azınlık dini cemaati” olarak görülen ve yok edilmek istenen Türklerin özgürlüğü için harcadı.