Nobel ödüllü yazar Alice Munro’nun kızı, üvey babasının cinsel istismarını yazdı: ‘Annem biliyordu’
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ünlü Kanadalı yazar Alice Munro’nun kızı Andrea Robin Skinner, Toronto Star gazetesinde yayınlanan makalesinde, üvey babası Gerard Fremlin’i (Munro’nun ikinci eşi) kendisine cinsel saldırıda bulunmakla suçladı. Andrea Robin Skinner, annesi Alice Munro’nun bu gerçeği bilmesine rağmen Fremlin ile birlikte olmaya devam ettiğini yazdı.
Alice Munro 2013 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş ve Nobel jürisi tarafından “çağdaş kısa öykünün ustası” olarak adlandırılmıştı.
9 YAŞINDAYKEN İSTİSMARDA BULUNDU
Munro’nun ilk eşi James Munro’dan olan kızı Andrea Robin Skinner, Toronto Star gazetesinde yayınlanan makalesinde, üvey babası Gerard Fremlin’in 1970’lerin ortalarında, 9 yaşındayken kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ve ergenlik çağına gelene kadar taciz ve istismara devam ettiğini yazdı. Skinner, 20’li yaşlarındayken annesine üvey babasının cinsel saldırısından bahsettiğini belirtti. Makaleye göre Munro, ikinci eşi Fremlin’i bir süreliğine terk etmiş, ancak daha sonra dönüp Fremlin 2013 yılında ölene kadar beraberliğini sürdürmüştü.
VOA Türkçe’nin aktardığına göre, “Tam da korktuğum gibi, sanki aldatıldığını öğrenmiş gibi tepki verdi” diye aktaran Andrea Skinner, şu ifadeleri kullandı:
“Kendisine bunun ‘çok geç söylendiğini,’ onu çok sevdiğini söyledi. Kendi ihtiyaçlarını inkar etmesini, çocukları için fedakarlık yapmasını ve erkeklerin başarısızlıklarını telafi etmesini beklememin suçlusunun kadın düşmanı kültürümüz olduğunu söyledi. Her ne olduysa bunun benimle üvey babam arasında olduğu konusunda kararlıydı. Bu onun meselesi değildi.”
MEKTUPLARI POLİSE TESLİM ETTİ
Skinner, bunun sonucunda annesinden ve kardeşlerinden uzaklaştığını yazdı. Toronto Star’ın pazar günü yayınlanan haberine göre, New York Times’ın dergisinin 2004 yılında Munro’nun Fremlin’den övgüyle bahsettiği bir haber yayınlamasından kısa bir süre sonra Skinner, Ontario Eyalet Polisi ile temasa geçmeye karar verdi. Fremlin’in kendisine tacizde bulunduğunu itiraf ettiği mektupları polise teslim etmesi sonrasında Fremlin, 80 yaşındayken, hakkındaki suçlamaları kabul etti ve ertelenmiş bir ceza aldı. Ancak bu ceza yaklaşık 20 yıl boyunca Kanada basını tarafından geniş çapta haber yapılmadı.
BABASI EVE GÖNDERMEYE DEVAM ETTİ
Skinner, yılın büyük bir bölümünde birlikte yaşadığı babası James Munro’ya uğradığı ilk cinsel saldırıyı anlattığını yazdı. Ancak makaleye göre babası, Skinner’dan bunu annesine söylememesini istedi ve kızını yaz aylarında annesi Alice Munro ve üvey babası Gerard Fremlin’in yanına göndermeye devam etti.
Skinner, uzun yıllar boyunca kardeşlerinden uzak kalmış olsa da, o zamandan beri barıştıklarını ve ailesinin kendisini desteklemek için Toronto Star’a konuştuğunu söylüyor. Toronto Star’ın haberine göre Munro’nun çocukları, dünyanın olayın örtbas edildiğini bilmesi ve cinsel şiddet hakkında konuşulması gerektiğini düşünse de annelerinin edebi ününü hak ettiğine inanıyor.
Alice Munro’nun büyük kızı ve yazar Sheila Munro, Toronto Star’a yaptığı açıklamada, “Hala onun çok büyük bir yazar olduğunu düşünüyorum, Nobel’i hak etti. Hayatını buna adadı, inanılmaz bir yetenek ve hayal gücü ortaya koydu. Gerçekten de hayatında yapmak istediği tek şey buydu; bu hikayeleri yazıya dökmek” dedi.
‘MUNRO’NUN ÜZERİNDE DERİNLEMESİNE KONUŞTUĞU BİR KONUYDU’
Munro’nun biyografisini kaleme alan Robert Thacker, Associated Press’e yaptığı açıklamada, “Sessizlik” ve “Kaçak” gibi Munro öykülerinin ailelerine yabancılaşmış çocukları konu aldığını söyledi. “Alice Munro: Writing Her Lives” adlı kitabını Fremlin’in mahkum edildiği yıl olan 2005’te piyasaya çıkaran Thacker, AP’ye yaptığı açıklamada, Fremlin’in Alice Munro’nun kızına yönelik cinsel saldırılarını uzun zamandır bildiğini, ancak “Munro’nun kariyerinin bilimsel bir analizi” olduğu için kitabına almadığını söyledi.
“Bir gün bunun yankılarının olacağını bekliyordum” diyen Thacker, bu konuda yazarla konuştuğunu da sözlerine ekledi ve “Ayrıntılara girmek istemiyorum ama olay bu aileyi mahvetti. Birçok açıdan yıkıcıydı. Bu, (Munro’nun) üzerinde derinlemesine konuştuğu bir konuydu” ifadelerini kullandı.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)